top of page

Yazı: CHP İstanbul İl Başkanlığı Yönetimine Kayyum Atandı

8 Eylül günü CHP İstanbul İl Başkanlığı çevresinde olağanüstü bir hareketlilik yaşandı. Önceki il yönetiminin görevden alınmasının ardından mahkeme kararıyla Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanması gündeme oturdu. Gece yarısından itibaren İstanbul Valiliği ve emniyet birimleri, Şişli’deki il binasının çevresinde sıkı güvenlik önlemleri almaya başladı. Sabah saatleri geldiğinde, bina neredeyse tamamen polis ablukasına alınmıştı. Parti üyeleri içeride beklerken, dışarıda toplanan grup ise gelişmelere karşı eylem gösterdi.


Sabah ilerleyen saatlerde, Gürsel Tekin’in binaya gireceğine dair haberler daha da yayıldı. Çevik kuvvet polisleri, binada bekleyen partililerin çıkmasını sağlamak için yoğun bir çaba gösterdi. Bu sırada binanın önünde kısa süreli bir arbede gerçekleşti. Tekin, polis eşliğinde binaya doğru yöneldiğinde, içeride bekleyenlerin tepkisiyle karşılaştı. “Tepki gösterenler CHP’li değil” diyerek tepkilere yanıt verdi. Polis ekipleri zaman zaman biber gazı kullanarak yol açtı. Tekin’in “Sorun değil, isterse kurşun atsınlar” sözleri, günün en dikkat çekici anlarından biri oldu.

Öğleye doğru, Tekin’in parti binasına girişi gerçekleşti. Ancak üst katlara çıkış yolları, parti üyeleri tarafından barikatlarla kapatılmıştı. Bu nedenle Tekin doğrudan basın odasına geçmek zorunda kaldı. Burada bir süre bekledi, destekçileriyle görüştü ve güvenlik güçlerinin yardımıyla binadaki varlığını sürdürdü. Gerginlik, gün boyunca hem içeride hem dışarıda aralıklarla devam etti.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde gözler CHP Genel Merkezi’ne çevrildi. 9 Eylül günü Genel Başkan Özgür Özel, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda yaptığı konuşmada, yaşananlara sert tepki gösterdi. “Saraya alet olup bu partiye zarar vermek isteyeni, bir karından doğduğum kardeşim olsa affetmem” sözleriyle, kayyum atamasının parti içinde yol açtığı tartışmalara işaret etti. Özel, CHP’nin kendi iç meselelerinin yargı ve idari kararlarla şekillendirilmesini kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı kanadından ise doğrudan bir açıklama yapılmadı. Ancak iktidara yakın bazı kaynaklar, kayyum sürecinin “hukuki bir uygulama” olduğunu savunarak tartışmanın siyasi değil, yasal zeminde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Buna karşılık muhalefet çevreleri, kayyum kararının yalnızca CHP’nin değil, genel olarak siyasi partilerin iç işleyişine bir müdahale niteliği taşıdığını ifade etti.

8 Eylül’ün akşamına gelindiğinde, İstanbul İl Başkanlığı binası hâlâ polis kontrolü altındaydı. Gürsel Tekin içerideydi; destekçileri ve karşıtları ise dışarıda beklemeyi sürdürüyordu. O gün yaşananlar, yalnızca bir kayyum ataması değil, Türkiye siyasetinde partilerin özerkliği ve demokrasinin işleyişi gibi konularda tekrardan insanlar arasında tartışma yarattı.


Yazar: Mert ÖZBEK

Editör: Arda Derin ERKUL

bottom of page