top of page

Farklı Bilim İnsanları’nın Son Depremler Hakkındaki Yorumları Neler?

Son haftalarda Marmara Denizi’nde meydana gelen depremler, bilim insanları tarafından yorumlandı.





Prof. Dr. Şener Üşümezsoy


2002 yılından beri Çubuklu denizaltısıyla yapılan gözlemlere göre Marmara’da risk taşıyan yegane fayın Silivri’den başlayıp Kumburgaz ve Büyükçekmece’ye kadar uzanan 25 kilometrelik bir fay olduğunu belirten Dr. Üşümezsoy, Silivri çukurunda da 5-6 kilometre ve 30 kilometrelik iki adet fay olduğunu aktardı. Üşümezsoy, Marmara’da risk taşıyan fayların bunlar olduğunu ve 6 büyüklüğünde bir depremin beklendiğini önceden dile getirmişti. Celal Şengör’ün boydan boya kırılıp 8.1 boyutunda depreme sebep olacağını söylediği 180 kilometrelik bir fayın söz konusu olmadığını belirtti. Marmara’da risk taşıyan tek fayın Silivri ve Yeşilköy arasındaki 50 kilometrelik alanda olduğunun altını çizdi.


Dr. Üşümezsoy’un ifadelerine göre, deniz tabanındaki fayların kırılmasını inceleyen Naci Görür, fay hattının henüz kırılmadığını iddia ettiği dönemde Marmara Denizi’nde suyun kaynadığını dile getirmişti. Hatta bundan dolayı “Korkuyoruz” diyerek yaklaşmakta olan bir deprem olduğunu belirtmişti. Ancak fay hattı kırıldıktan sonra kaynamanın fayın kırılmasından kaynaklandığını ileri sürmüştü. İki ifadenin birbiriyle uyuşmadığını dile getiren Şener Üşümezsoy’un ifadelerine göre fay kilitlendiğinde aküfer denen sıcak suların olduğu bölgeyi bir “düdüklü tencere” gibi kapatır ve bu kaynamayı engeller. Fay kırıldıktan sonra ise aküfer bölgesinin üstü açılır ve su kaynamaya başlar. Bu nedenle Dr. Üşümezsoy, 1912 senesindeki depremde kırılmadığı iddia edilen fayın aslında kırılıp suyun kaynamasına sebep olduğunu ve bu sebeple 180 kilometrelik fayın ilk kırılışını yaşayıp bahsedilen 8.1’lik depreme sebep olmayacağını belirtti.


Bir diğer deyişle Dr. Üşümezsoy’a göre sudaki kaynama yaklaşan bir depremi değil, önceden kırılmış olan bir fay hattını gösteriyor. Ayrıca 1912’deki depremde fay hattının kırılmadığı iddia edilmişti. Bazı bilim insanları bu fay hattının ilk kırılmasını yakın tarihte yaşayacağını ve bu sebeple 8.1 büyüklüğünde bir depremin meydana geleceğini dile getirdi. Ancak Üşümezsoy’un ifadelerine göre fay hattı 1912’de kırıldı ve bunun kanıtı da suyun dipte kaynamasıydı. Bu sebeple de önceden 60 kilometre kırılmış olan fay, hesaplanan gibi büyük bir depremle kırılmayacak. Üşümezsoy’a göre bu yüzyılda Marmara’da beklenen bir deprem söz konusu değil.


Prof. Dr. Naci Görür


Naci Görür’ün yorumuna göre Marmara Denizi’nde “Büyük Maramara Depremi” meydana gelecek. 2 sene önce olan 5.8’lik deprem gibi bu 6.2’lik deprem de gelmekte olan depremi daha da hızlandıran bir faktör olarak görülüyor. Yakın tarihte meydana gelen deprem fay hattındaki gerilimi değiştirmiş ve deprem zamanını yakına çekmiştir. Görür’e göre fay hattının kırılmamış bölgelerine, kırılırken sarfedilen enerji enjekte edilmiştir. Dolayısıyla da Kumburgaz fayının daha kırılmamış 40 kilometresi olup, yakın tarihte büyük bir deprem beklenmektedir. Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunun denizde, güney kolunun karada etkili olduğunu belirten Görür; Marmara Bölgesi’nin bir stres alanı olduğunu dile getirdi.


“1999 depreminden sonra Marmara Denizi’ni ‘karanlık bir deniz’ olarak tanımlarım” diyen Naci Görür, denize dair hiçbir bilimsel araştırmanın olmayışına dikkat çekti. Görür, 2 ulusal, 8 uluslararası gemi ile on binlerce kilometrelik jeolojik, jeofizik, sismik çalışmalar yaparak derinde ve yüzeyde iki tane insanlı ve bir tane insansız denizaltı gemileriyle çalışmalar yapıp deniz dibine inmek kaydıyla Marmara’nın tamamını haritaladıklarını dile getirdi. Kendisinin de bu projenin Türk tarafının başkanı olduğunu ifade eden Naci Görür, Maramara’nın “kuzey kolu” hakkında bilgiler verdi.


Görür’ün ifadelerine göre Marmara’nın “kuzey kolu”, 160 kilometre uzunluğundadır. Bu kuzey kolu da kendi içinde üç koldan oluşmaktadır. Bunlardan biri adaların güneyinden geçen 65 kilometre uzunluğundaki adalar fayıdır. Bu fayın kırılması, 6’nın üzerinde büyüklüğe sahip bir depreme sebep olabilir. İkinci kolu da Kumburgaz koludur ve bu fay Silivri açıklarına kadar uzanan 70 kilometre uzunluğunda bir faydır. Bu fayın kırılması da en az 7.2 büyüklüğünde bir deprem oluşturabilir. Kumburgaz kolu ve adalar kolunun aynı anda kırılması durumunda ise 7.5 büyüklüğüne kadar çıkabilen bir deprem gerçekleşir. Üçüncü kol ise daha batıda bulunan Tekirdağ koludur. Silivri’den Tekirdağ’a doğru uzanan bu kol, denizaltı gözlemlerine göre zaten kırılmıştır. Bu kırılma, yapılan gözleme göre oldukça yenidir ve bu sebeple 1766 yılında meydana gelen depremde kırılmış olma ihtimali yoktur. Bu sebeple bu fay, 1912 Şarköy depreminde kırılmıştır.


Tekirdağ fayının kırılması bu şekilde elimine edilmiştir. Ancak diğer iki fayın kırılması bir “tekerrürden periyodu”ndan ibarettir. Bunun sebebi de 1766 yılında kırılmış olmalarıdır.

Sonuç olarak Naci Görür’ün ifadelerine göre Marmara’da üç adet fay hattı

bulunmaktadır. Bunlardan biri 1912’de kırılmıştır. Ancak diğerleri 1766 yılından beri kırılmamıştır. Bu da iki büyük depreme neden olabilir. İki fayın da aynı anda kırılması durumunda ise 8.1 büyüklüğünde sarsıcı bir deprem meydana gelecektir.


Prof. Dr. Celal Şengör


Prof. Dr. Celal Şengör’e göre 6.2 büyüklüğündeki deprem, beklenen bir depremdi. Bu deprem sonucunda güney blok hareket etti. Şengör, 26 Eylül 2019 tarihinde meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin ana fay üzerinde olmadığını ifade etti. O depremin, bir yan fay üzerinde olduğunu belirtti. Bu yan fay ile kırılması beklenilen Marmara fay hattının “sismik alan” içerisinde farklı hatlardan gittiğine değindi.


Marmara’daki fayın ince ve direnci az olan bir fay hattı olduğunu, bu sebeple de “korkumuz” olan depremin batıdan doğuya doğru kırılacağının tahmin edildiğini belirtti.

1509 yılındaki depremden sonra, bu bölge için “korkularının” bu fayın tamamının bir seferde kırılacağı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Celal Şengör, bu depremin 7.6’lık bir deprem olup Maraş’ta meydana gelen depreme yakın olacağını belirtti. İstanbul’da böyle bir depremin sonuçlarının “korkunç” olacağını dile getirdi. Bundan sonra ne olacağını bilmenin mümkün olmadığını ancak tahmin edilebileceğini söyleyen Celal Şengör; 130 kilometre uzunluğunda bir fay hattının bir seferde kırılıp “Büyük İstanbul Depremi”ne sebep olabileceğini belirtti.


Yoshimori Moriwaki


Japon deprem uzmanı Yoshimori Moriwaki’nin yorumlarına göre Marmara’da 170 kilometre uzunluğunda bir Kuzey Anadolu fay hattı vardır. Meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, yanındaki fay hattını etkilemiştir. 1999 depreminin de Silivri-Tekirdağ fay hattını rahatlattığı ancak diğer fay hattına bir baskı yaptığı, depremin tarihinin de uzaklaştığı iddialarından emin olunamayacağını ve tarihi bilmenin mümkün olmadığını belirtti.


Moriwaki, Japonya’da meydana gelen büyük depremlerden nasıl minimum şekilde etkilenip huzurlu yaşamı sürdürebildikleri hakkında bilgi verdi. Kendisinin de çocukluğunda 7.2 ve 7.4’lük depremler yaşadığını dile getiren Moriwaki, Japonya’nın Türkiye’ye kıyasla hazırlıklı olduğunu belirtti. Türkiye’deki yönetmeliğin Japonya ile aynı seviyede olduğunu ancak Türkiye’de yönetmeliğin uygulamasının zayıf olduğunu belirtti. Kanunen bir sıkıntı olmadığını, ancak uygulamada bir zayıflık olduğunu öne sürdü.


Derin Arda Erkul ve Şahika Derin Türüt tarafından editlendi.

bottom of page