top of page

CHP’nin Filistin Yürüyüşüne Polis Engeli

19 Nisan 2025’te CHP İstanbul İl Başkanlığının, Gazze’deki soykırım, katliam ve tehcire karşı düzenlemek istediği yürüyüş, İstanbul Valiliğinin “uygun bulmaması” gerekçesiyle engellendi. Metro İstanbul, X uygulaması üzerinden yaptığı açıklamada Valilik tarafından alınan karar doğrultusunda M2 Yenikapı-Hacıosman Metro hattının Taksim ve Şişhane istasyonu ile F1 Taksim-Kabataş Füniküler hattının ikinci duyuru yapılana kadar kullanıma kapatılacağını duyurdu. Tünel’den Taksim güzergahında düzenlenmek istenen yürüyüş, polis ekipleri tarafından meydan barikatlarla kapatılarak engellendi ve İstiklal Caddesi’ne çıkan bütün sokaklar kapatıldı. Caddeye giriş çıkışlar da polis kontrolü ile gerçekleşti.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yürüyüşün engellenmesinin ardından emniyet yetkilileri ile görüştü. Yaptığı görüşmede barikatların kaldırılmasını, yürüyüşe izin verilmesini talep eden Çelik, güvenlik güçlerine “Size verilen kanunsuz emirlere uymayın.” çağrısında bulundu. Yaptığı açıklamada yürüyüşün amacının yalnızca Gazze’de yaşanan katliamı protesto etmek olduğunu vurgulayan Çelik, sloganların yalnızca bu çerçevede atılacağını ve yürüyüşün en fazla 15 dakika içinde biteceğini söyledi. Konuşmasının devamında, bu yürüyüşün engellenmesine benzer şekilde 9 Şubat’ta Galata Köprüsü’nde yapmayı planladıkları yürüyüşün de engellendiğini belirterek “Anayasal suç işliyorsunuz, bu suçu işleyenler hakkında savcılığa başvuracağım.” diye ifade etti.

İstanbul Valisi Davut Gül, Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’nde güvenlik amacıyla uzun yıllardır hiçbir gösteriye izin verilmediğini belirtti. İstanbul’un diğer pek çok alanında gösterilerin serbest olduğunu, güvenliği sınırlandırılmış bu alanda toplanmanın “provokasyon” olduğunu söyledi. Bu güzergahlardaki sınırlamalara uymayanlar hakkında ise suç duyurusunda bulunulacağını bildirdi.

İstanbul Valisi’nin açıklamasının ardından Özgür Çelik, Anayasa’nın 34’üncü maddesinde “Herkes, önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” şeklinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiğini savundu ve “Asıl biz, Anayasal hakkımızı kullanmamızı engellemeye çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız” diyerek tepkisini dile getirdi. Ekrem İmamoğlu ise, İsrail’de bile Netenyahu’nun Filistin yanlısı gösterilere izin verdiğini; İstanbul’un ortasında barışçıl bir yürüyüşün engellendiğine dikkat çekerek bu engellemelere karşı çıktığını ifade etti.

Taksim’de izin verilmeyen yürüyüşün tarihinden bir gün sonra, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek amacıyla 20 Nisan’da Üsküdar’da “Gazze Ölüyor Ayağa Kalk” yürüyüşü yapıldı. Düzenlenen protestoya Fıstıkağacı Metro İstasyonu’nun önünde pek çok kişi katıldı. Yürüyüş, herhangi bir sorun çıkmaksızın gerçekleştirildi.

Filistin’e destek yürüyüşü gibi, yakın tarihlerde de bu alanlarda yapılan çeşitli gösterilere müdahalelerde bulunulmuştu. Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Taksim’de yapılmak istenen Feminist Gece Yürüyüşü benzeri durumlara bir örnek. Taksim’in abluka altında olmasına rağmen gece yürüyüşlerine katılan 112 kişi gözaltına alınmıştı. Ayrıca Özgür Çelik, 9 Şubat 2025 tarihinde Galata Köprüsü’nde planladıkları Filistin yürüyüşü için İstanbul Valiliği’nden olumsuz yanıt aldıklarını açıklamıştı. Valilik, belirtilen alanda gösteri düzenlenmesine izin verilmediğini belirterek talebi değerlendirmeye almadıklarını açıklamıştı. Çelik, bunun üzerine daha önce AKP’nin Galata Köprüsü’nde yaptığı mitingleri hatırlatarak bu barışçıl yürüyüşe izin verilmemesine dair eleştiride bulundu. Öte yandan 1 Ocak 2025’te Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) öncülüğünde, Galata Köprüsü’nde Gazze’deki katliama dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Filistin’e destek eylemi sorunsuz bir şekilde gerçekleşmişti.

Aynı konumda aynı konuya dair yapılacak yürüyüşün engellenmesi birtakım eleştirilere neden oldu. Bu gibi barışçıl yürüyüşlere yönelik izlenen farklı yaklaşımlar, çifte standart tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Bu olay; ifade özgürlüğü, toplanma hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerin uygulanmasında ayrımcılık yapıldığına dair farklı görüş ve tartışmaların ortaya çıkmasına neden oldu.

Şahika Derin Türüt tarafından editlendi.

bottom of page