Trakya’da kuraklık: Meriç ve Tunca Nehirleri Kuruyor
- Mert ÖZBEK
- 18 Ağu
- 2 dakikada okunur
Birkaç yıl öncesine kadar su taşkınlarıyla gündeme gelen Meriç Nehri bu dönem su seviyesindeki ciddi düşüşle dikkat çekti. Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye’nin topraklarından geçen nehirde birkaç santimetreyi bulan düşüşler oldu. Her üç ülkeden de çiftçiler, tarlalara su yetiştirebilmek için ayrı tedbirler ve yollar buldu.
Türkiye’nin kuraklıkla mücadele eden bölgelerinden Trakya, bu sene de bir iklim kriziyle karşı karşıya. Bundan sadece 5-6 sene öncesine kadar su taşkınlarıyla gündeme gelen Meriç Nehri’nin su seviyesi ciddi oranda düşüş yaşamaya başladı. Ki yine aynı şekilde Tunca Nehri’nin de son dönemlerdeki delileri nehrin durma noktasına gelecek kadar azalmış durumda. Hatta su seviyesindeki azalmayla birlikte tarihî Tunca Köprüsü’nden önce inşa edilmiş tahta köprünün temelleri su yüzeyine çıkmaya başladı.
Uzmanlara göre Trakya’daki kuraklık geçici bir sorun olmaktan çıkmış durumda. Hem tarımsal üretim hem de içme suyu açısından tehlike çanlarının çaldığı uyarısı verilmekte. Bu süreçte hem bireysel hem de kurumsal düzeyde bilinçli hareket etmek hayatî önem taşıyor. Ayrıca bu kuraklık Türkiye özelinde kalmamakta. Meriç Nehri'nin başladığı Bulgaristan çözümü suyun gidiş yönünü değiştirmekte buldu. Bu şekilde Meriç Nehri’nin Yunanistan ve Türkiye topraklarında kalan kısmında su seviyesi daha da düştü. Edirneli çiftçiler tarla sulama ve tarım faaliyetlerini sürdürebilmek için nehirden pompa yardımıyla tarlalara su almaya kalkıştılar. Ancak pompalar dahi su seviyesinin azlığından bir noktada işlevsiz kaldı.
Edirne’deki üreticiler, pompalara su ulaşmadığını belirtip Bulgaristan’ın suyun yolunu değiştiren barajlarından kontrollü su bırakması gerektiğinin altını çizdi. Yunan medyası, kuraklığı “Meriç’te su savaşları” başlığıyla duyurdu.
Mevcut durumla ilgili açıklama yapan Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, "Biz iklimle ilgili şeyleri genellikle 1 sene kurak geçtiği zaman gündeme getiriyoruz ama iklim uzun periyotlu, uzun soluklu ve buna göre toplumun, hükümetlerin, halkın planlama ve uygulama yapması gerekiyor. Kuraklık önemli bir faktör. Kuraklığın en önemli özelliği sadece sonucu kuraklıkla kalmaması. Çünkü hem ekonomik hem sosyal, hem toplumsal olarak birçok konuda etkisi var. Ekonomiyi etkiliyor, tarımı etkiliyor, beslenme zincirini etkiliyor" dedi.
Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke olduğunun altını çizen Doç. Dr. Uludağ, "Bizde en önemli sıkıntılardan birisi çeltik üretimi. Yoğun su isteyen bir üretim. Onun dışında mısır ve diğer tarım alanları da yoğun su üretiyor. Biz bunu minimum su kullanıp maksimum verim alacak projelere getirmemiz gerekiyor. Su kıtlığı çeken bir ülkeyiz. Suyumuz gerçekten istatistiksel olarak da yeterli değil. Bir su zengini ülkesi değiliz. Buna göre tarımımızı, kullanım sularımızı, yönetimimizi planlamak durumunda ve zorundayız" diyerek tasarrufun önemine dikkat çekti.
Geçtiğimiz üç senede Trakya genelinde tarımsal ve iktisadî birçok faaliyetin önündeki başlıca engel olan küresel kriz her geçen gün daha da tehlikesini hissettiriyor. Aynı şekilde Edirne’de tarımsal ekonominin önemli bir parçası olan ayçiçeğinin veriminde de ciddi bir düşüş görüldü. Durumun daha kötüleşmemesi yolunda önlemler alınmasını umuyoruz.
Yazar: Mert ÖZBEK
Editör: Derin Arda ERKUL





