Kış mevsiminin gelmesiyle Avusturya’nın en büyük şehri Viyana etkileyici bir yapıya kavuşuyor. Doğal güzellikleriyle insanları büyülemekle kalmayıp bölgenin kültürel ögelerini de tanıma fırsatı tanıyan Viyana, Noel’in de yaklaşmasıyla birlikte bir sürü gezilecek yer ile turistleri bekliyor.
Şehrin en çok dikkat çeken parçalarından biri mimarisidir. Hem görseliyle hem de arkasında sakladığı kültürel anlamla Belvedere Sarayı, Viyana’da gezilecek yerlerin başında geliyor. Saray, 1668-1745 yıllarında yapılmıştır ve “Barok” dönemin özelliklerini taşır. Barok dönemin sanatı, müziği, mimarisi ve yaşam tarzı süslü ve abartılıdır. Bu dönemin mimarideki detaylı ve dramatik süslemeleri çoğunlukla Katolik Kilisesi’nin ihtişamını göstermek amacıyla kullanılmıştır. Bundan dolayı kiliseler, saraylar ve kamu binaları da Barok mimariye uygun olarak tasarlanmış ve fazla süsten, abartıdan kaçınılmamıştır. Gücü ve kültürel zenginliği temsil eden Barok mimarininin amacı Rönesans ile birlikte gelen dengeli ve akılcı fikirlere karşı daha dinamik, teatral ve duygusal bir yaşam tarzı benimsetmektir.
Belvedere Sarayı, Savoy Prensi Eugen tarafından verilen bir emirle mimar Johann Lucas von Hildebrandt’a yaptırılmıştır. Yukarı Belvedere ve Aşağı Belvedere olarak iki bölümden oluşan sarayın bölümleri büyüleyici bir bahçe ile birbirine bağlanır. 15 Mayıs 1955 senesinde ise Yukarı Belvedere Sarayı’nda Avusturya’nın II. Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsızlığına kavuşması uğruna Avusturya Devlet Sözleşmesi’ni imzalanmıştır. Bu tarih, Avusturya’ya Nazi Almanya’sı, Fransa, İngiltere, ADB ve SSCB’nin işgalinin ardından ülkenin özgürlüğüne kavuşması nedeniyle çok önemli bir tarihtir.
Belvedere Sarayı’nda Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in “Öpücük” adlı tablosu da dahil birçok değerli sanat eseri bulunan bir koleksiyon sergilenmektedir.
Viyana’daki müzikal zevki tadabilmenin bir yöntemi de salonu tarih kokan Wiener Musikverein’de gerçekleşen canlı orkestrayı dinlemek. Viyana Flarmoni Orkestrası’nın evi olan Musikverein bu sene Antonio Vivaldi’nin “Dört Mevsim” adlı eserine ayrıca Mozart ve Haydn’ın Viyana klasiklerine ev sahipliği yapıyor.
Bina, Danimarkalı mimar Theophil Hansen tarafından tasarlanmış ve eski bir Yunan tapınağının Neoklasik tarzında yansıtılmıştır. Bu tarz, Barok ve Rokoko dönemlerindeki süslü ve abartılı tarza tepki niteliğindedir. Bu sebeple daha sade ve saf görünüme sahip, modern amaçlara hizmet eden bir akımdır ve Musikverein’in tasarımı da bu tarza yöneliktir. Ayrıca Hansen, odaların ve salonların içlerindeki heykelleri, kutuları ve odaların şekillerini de oldukça ses yansımasına elverişli bir ortam yaratmak için detaylı bir şekilde planlamıştır. Salon ilk olarak Friedrich Ladegast tarafından inşa edilen ve basınçlı hava verilmesi sonucu içindeki sütunların titreşmesiyle ses elde eden bir boru organına sahipti. Binadaki boru organı kullanılarak yapılan ilk resital de Avusturyalı besteci Anton Bruckner tarafından 1872’de yapılmıştır.
2001 senesinden beri tadilattan geçen binaya bazı prova salonları ekleniyor. Sanatın şehri Viyana’da ziyaret edilebilecek değerli yerlerden biri olan Wiener Musikverein, dünyanın en iyi konser salonlarından biri olarak tanınıyor.
Avusturya’nın en büyük ışık bahçesi olarak bilinen İllumina da Viyana da gezip görülebilecek bir görsel şölen. Bu ışık ve su gösterisi, göze hitap eden yapısıyla turistleri etkilemeyi başarıyor. Bir tur şeklinde olan bu gezi; Laxenburg Saray Parkı’nın ziyaretini, Frazensburg Kalesi’ne girişi, yol boyunca uluslararası sanatçıların ışık yerleştirmelerini ve eşsiz bir su ve lazer gösterisini içinde bulunduruyor. Noel’de aile ve arkadaşlarla kaliteli ve eğlenceli vakit geçirmek için birebir olan ışık gösterisi gün batımı ve gecenin çökmesiyle daha da büyüleyici bir hale geliyor.
Kültürel ögeleriyle ve sanatsal yapısıyla Viyana, kış aylarında ziyaret edilebilecek değerli şehirlerden biri. Birçok mimarisinin tarihi olması ve Viyana’nın geçmişi ile ilgili önemli olaylara dikkat çekmesi, Viyana’yı turistler için ilgi çekici bir mekan yapıyor. Viyana’yı ile ve arkadaşlarla zaman geçirmek için birebir kılan görsel şölenleri, orkestraları ve konserleri; şehri kış aylarında gezilebilecek mekanlardan biri yapıyor.
Can Tarhan ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.