Kışın gelmesiyle birlikte evlerimizde daha çok vakit geçirmeye başladık. Soğuk havalar dışardaki aktivitelerimizi kısıtlarken ev ortamının tekdüzeliği insanı sıkabiliyor. Bu mevsimde hayat sıradanlaşmaya başlasa da aslında kış mevsimi yağmur sesleri ve rüzgarın uğultusuyla bize sıcak evimizde keyifli vakit geçirebileceğimiz büyüleyici bir atmosfer oluşturuyor. Rutinleşen bu günler battaniyeye sarılıp sıcak bir içecek eşliğinde iyi bir film izlemek için harika bir fırsat. Ancak hangi filmi izleyeceğimize karar vermek bazen düşündüğümüzden daha zor olabiliyor. Bu nedenle bu yazımızda, karanlık kış günlerini renklendirecek ve sizi farklı dünyalara sürükleyecek birbirinden etkileyici filmleri derledik!
Yeşil Rehber:
Yeşil Rehber 2018 yılında vizyona giren Amerikan yapımı komedi ve drama filmidir. Gerçek hayatın uyarlanan film 91. Oscar Ödülleri’nden En İyi Film Ödülü ve En İyi Orijinal Senaryo Ödülü’nün sahibidir. Oscar sahibi Viggo Mortensen ve Mahershala Ali’nin başrolü üstlendiği filmin yönetmen koltuğunda Peter Farrelly bulunuyor. 1962 yılında geçen “Yeşil Rehber” ünlü bir piyanist ve şoförü Tony’nin hikayesini ırkçılık teması üzerinden anlatıyor. Film bir süredir iş arayan Tony’nin, ünlü Afro-Amerikan piyanist Dr. Don Shirley’nin konser turu için şoförü olarak çalışmasıyla başlıyor. Tony, yolculuk sırasında Amerika'nın ırk ayrımcılığına karşı güvenli seyahat etmek için filme ismini veren “Yeşil Rehber” kılavuzundan yararlanır. Dr. Don Shirley ile Tony tur sırasında Manhattan’dan güneye doğru uzun bir rotayı takip ederler. Bu yolculuk esnasında tanık oldukları korkunç adaletsizlikler ikiliyi farklılıklarını bir kenara bırakıp birlikte mücadele etmeye zorlar. Eşitsizliklere karşı ortak mücadeleleri esnasında ikisinin de hayatını değiştirecek bir dostluk geliştirirler.
Kelebeğin Rüyası:
Kelebeğin Rüyası, Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği 2013 yapımı bir dram filmidir. Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ ve Mert Fırat'ın oynadığı film, II. Dünya Savaşı döneminde Zonguldak'ta yaşayan genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayat hikâyesini anlatıyor. Genç şairler yeni yeni modernleşen madenci kentinde memur olarak çalışırken bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle ilgilenirler. Sanata bakışın henüz olgunlaşmadığı bir toplumda şiir ile uğraşan bu iki gencin en büyük isteği şiirlerinin Varlık dergisinde yayımlanmasıdır. Muzaffer ve Rüştü Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın kente dönmesiyle ona aşık olurlar. Bu aşk gençlerin şiire olan inancını artırır. Filmde öne çıkan ”Aşk bahanesidir şiirin” repliği de Rüştü’nün Suzana duyduğu aşktan doğmuştur. Bu esnada Muzaffer ve Rüştü’nün sağlığını verem hastalığı tehdit etmeye başlar. Ancak verem bile bu iki gencin şiir aşkını köreltmeyecektir.
Noel Gecesi Kabusu:
“Noel Gecesi Kabusu” 1993 yılında bir müzikal animasyon filmi olarak sinemalarda yerini aldı. Yönetmenliği Henry Selick, senaristliği Tim Burton ve müzikleri Danny Elfman tarafından yapılan film güçlü bir ekibe sahip. 1994 yılında animasyon alanında Annie Ödülü’nün kazananı olan “Noel Gecesi Kabusu” kış mevsiminin ruhunu yansıtıyor. Filmde kış mevsimi karlı manzaralar, Noel atmosferi ve renkli ışıklarla öne çıkıyor. Buna karşılık, Tim Burton’un gotik sanat tarzı filme karanlık ve ürpertici bir have katıyor. Noel Gecesi Kabusu izleyicilerine klasik bir Noel hikayesinin ötesinde, müzikleri ve çizimleriyle sanatsal bir derinlik sunuyor.
Kırmızı Değirmen:
21. Yüzyılın En İyi Filmleri listesinde 53. sırada yer alan “Kırmızı Değirmen” müzikali 2001 yılında vizyona girdi. Baz Luhrmann’ın yönetmenliğini yaptığı romantik dram türündeki film kaynağını “Orfeus” mitinden alıyor. Bu müzikal Christian adındaki İngiliz bir gencin hüzünlü aşk hikayesini konu ediniyor. Olay örgüsü Bohem kültüründen etkilenerek yazar olamak isteyen Christian’ın Paris'in “Montmartre” semtine taşınmasıyla başlıyor. Burada Christian; özgürlüğe, gerçeğe, güzelliğe ve aşka inanan Bohemyalılarla tanışır ve yeni ekibiyle kentin en büyük gece kulübü olan “Kırmızı Değirmen” için gösterişli bir şov hazırlamaya başlar. Bu esnada Christian gece kulubünün yıldızı olan Satine’e aşık olur. Ancak gösterinin kıskanç patronu Dük, Satine’e aşıktır. Bu durum yoksul Christian ve zengin Dük arasında adaletsiz bir düello oluşturur.
Mustang:
Deniz Gamze Ergüven’in yönetmenliğini yaptığı “Mustang” ; Türk, Fransız, Alman ve Katar ortak yapımıdır. 2015 çıkışlı film 88. Oscar Ödülleri'nde Yabancı Dilde En İyi Film dalında Fransa’ya adaylık getirerek 65 yıl aradan sonra Fransa tekrardan Fransızca olmayan bir filmle aday olmuştur. Film, İnebolu'da yaşayan beş kız kardeşin özgürlükleri için verdikleri mücadeleye anlatır. Kardeşler oynadıkları bir oyunun çevreleri tarafından beklenmedik bir skandala dönüştürülmesi sonucu adeta ev hapsine mahkum olurlar. Bu durum öyle bir noktaya gelir ki evde evlilik planları dahi yapılmaya başlar. Beş kardeş üzerlerinde kurulan bu baskıdan kurtulup özgürlüklerine kavuşmak için yeni yollar ararlar. Ataerkil zihniyetleri eleştiren "Mustang" geri kalmış toplumlarda kızların isyanını dile getiriyor.
Kutup Macerası:
“Kutup Macerası” 2006 yılında vizyona giriş yapan macera ve dram filmi. Filmin yönetmen koltuğunda Frank Marshall bulunuyor. Gerçek olaylardan ilham alan senaryo, Antarktika'nın karlı ortamında geçiyor. Film, bilim insanlarının Antarktika’daki bir araştırma gezisine gidişiyle başlıyor. Çevrede beklenmedik bir kaza yaşanması sonucu bölgeden acil tahliye gerekir. Ekip, kızak köpekleri bırakmak zorunda kalır ve bölgeyi terk eder. Bu film, köpeklerin hayatta kalma mücadelesini ve baş kahraman Jerry’nin onların yanına geri dönerek kurtarma çabalarını anlatır. Dayanışma ve mücadele temalarının ön planda olduğu film oldukça etkileyici.
Esaretin Bedeli:
“Esaretin Bedeli” , Frank Darabont'un yazdığı ve yönettiği aynı zamanda başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman'ın yer aldığı 1994 yapımı Amerikan dram filmidir. 7 dalda Oscar’a aday gösterilmiş olan film Stephen King'in “Rita Hayworth ve Shawshank'in Kefareti” adlı öyküsünden uyarlanmıştır. Bu film masumiyetini iddia etmesine rağmen eşini ve eşinin sevgilisini öldürdüğü gerekçesiyle Shawshank Devlet Cezaevi'nde yaklaşık 20 yılını geçiren bankacı Andy Dufresne'in hikâyesini anlatır. Andy’nin hayatı bir anda altüst olmuştur. Aldatılmış, eşini kaybetmiş ve suçlu olmamasına rağmen hayatının geri kalanını hapiste geçirmek üzere tutuklanmıştır. Ancak Andy hayata olan umuduğunu hiçbir zamana kaybetmemiştir. Cezaevinde kaldığı süre boyunca mahkûmlardan Red ile arkadaşlık kuran Andy, umutlu bakış açısıyla çevresindeki mahkumları parmaklıklar arkasında özgür bir yaşam olduğuna inandırır.
Soğuk kış günlerinde evde keyifli vakit geçirmek için en sevdiğiniz battaniyeyi kapın, sıcak bir içecek eşliğinde koltuğunuza yerleşin ve bu eşsiz filmleri izlemeye başlayın. Herkese iyi seyirler!
Can Tarhan ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.