Gezegenimizin uyuyan türleri olarak bilinen istilacı türler, bugün olduklarının aksine tamamen masum ve zararsız değiller. Bu türler doğaları gereği genişleme ve yayılma eğilimindeler. Casusluk romanlarındaki ajanların “Yabancı topraklara var, uyum sağla ve bekle. Sonra doğru zaman geldiğinde gölgeden çık ve kontrolü ele geçir.” prosedürü bir nevi belirli uyuyan türlerin yaptığına benziyor. Peki onlar için doğru zaman ne zaman gelecek?
Massachusetts Üniversitesinden Bethany Bradley (biyocoğrafya ve Mekansal Ekoloji Profesörü ve jeolog) iklim hızla değişirken sıcaklık ve yağıştaki beklenen değişikliklerin bazı uyuyan türleri harekete geçirme potansiyelinin olup olmadığını araştırdı. Biological Invasions dergisinde söylediği gibi bu kesinlikle mümkün görünüyor. Dr. Bradley ve ekibi yaptığı çalışmada Kuzeydoğu Amerika’da yabancı olarak tanımlanabilen ancak henüz yerel olarak istilacı olarak belirlenmeyen 1795 bitki türünü incelediler. Bunlardan 169’u dünyanın diğer bölgelerinde istilacı davranış sergiliyor ve çevreye zarar veriyor. Bu da aynı türlerin Amerika'da da tahribat yaratma güçlerinin olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar değişen koşullar etkisinde bu 169 türden hangilerinin harekete geçip geçmeyeceğini ya da ne tür değişimlere uğrayacaklarını görmek istediler. Bunun üzerine istilacı potansiyele sahip türlerin gelişebileceği potansiyel koşulları belirlediler. Ayrıca bölgede iklim değişikliği etkisiyle daha az görülen sert kışların, içlerinde “Japon wisteria“nın da olduğu birçok türün zararlı etkisini kısıtladığı gözlemlendi. “Kudzu” gibi tırmanıcı türlerin de tipik olandan daha fazla yağışa ihtiyaç duyduğunu buldular.
Küresel ısınma etkisindeki bölgelerin mevcut iklimlerinin daha önce ulaşamadığı seviyelere ulaşmasını bekliyoruz. Bunun yanında iklim değişikliği de ciddi çevresel ve ekonomik sorunlara yol açabilecek 18 uyuyan türü uyandırma yolunda. Riskler arasında nehirlerin tıkanmasından polinatörlerin ve hayvanların bağımlı olduğu bitkilerle rekabetin bozulmasına kadar pek çok durum var. Dr. Bradley, yakında önlem alınmazsa 2040 ile 2060 yılları arasında istilacı türlerin etkilerini göstermeye başlayacaklarını tahmin ediyor. Ona göre bu tehlike karşısındaki en pratik hareket, uyuyan türleri yayılmadan önce bulmak ve yok etmek. Bunu yapmak bugün için oldukça masraflı ancak ileride daha ulaşılabilir bir çözüm yolu olabilir. Bilim insanları, bu bitkilerin istilasını önlemek için çok zaman harcayabileceğimizi ancak ekosistemi eski haline getirmezsek başladığımız yere geri döneceğimizi söylüyorlar. Peki bu durumda bize düşenler nedir? Dünyanın dengesini korumak, küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunlarına yönelik önlem almak istiyorsak şunları yapmalıyız: Enerji tasarrufunu sağlamalı, yenilenebilir kaynaklar kullanmalı, yeşillik alanların miktarını artırmalı, fosil yakıt kullanımını azaltmalı ve sürdürülebilir tarıma destek olmalıyız. Unutmayalım dünyamızı korumak bizim elimizde!
コメント