İsrail’in Gazze’deki Askeri Operasyonlarını Genişletme Kararı
- begum guvenc
- 20 May
- 2 dakikada okunur
İsrailli bir yetkiliye göre, İsrail Güvenlik Kabinesi 5 Mayıs’ta Hamas’a karşı askeri operasyonunu genişletmeyi amaçlayan ve Gazze Şeridi’nin tamamının ele geçirilmesini içeren bir planı onayladı. Söz konusu plan, Filistinlilerin Gazze’nin güneyine zorla göç ettirilmesini de içeriyor. İsrail’in bölgede daha fazla kara saldırısı yaparak “tampon bölgelerin” genişletmesi ve işgalin kalıcı hale getirmesi hedefleniyor. Bu plan doğrultusunda İsrail Genelkurmay Başkanı, ordunun on binlerce yedek askerini göreve çağırdı.

İsrail Güvenlik Kabinesi üyesi Zeev Elkin, Hamas’ın İsrail’in ciddiyetini anlaması halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın 13-16 Mayıs tarihlerinde gerçekleştireceği Orta Doğu ziyareti sona ermeden önce yeni bir ateşkes ve rehine takası anlaşmasının mümkün olabileceğini söyledi. Öte yandan İsrail’in kararının ardından Hamas yetkilileri, mevcut koşullar altında ateşkes görüşmelerinin anlamını yitirdiğini ifade etti. Hamas Yetkilisi Bassem Naim, İsrail’in uyguladığı aç bırakma politikasının sürdüğü takdirde hiçbir önerinin ciddiye alınmayacağını dile getirdi.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, su ve elektrik altyapısını hedef alarak bölgedeki durumu daha da kötüleştirmişti. Gazze’nin su ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan deniz suyu arıtma tesisleri, elektrik kesintileri nedeniyle çalışamaz ve temel su ihtiyacını karşılayamaz hale geldi. Buna ek olarak Gazze’deki hastaneler, yakıt ve elektrik eksikliğinden dolayı hizmet veremez duruma geldi. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “İşgalci İsrail, yakıtın hastanelere ulaştırılması için çalışan Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların yakıt depolarına erişimlerini” engellediğini bildirdi. Açıklamasında, Gazze’deki hastanelerin hayati birimlerini sürdürebilmek için jeneratörlere bağımlı olduğu ve mevcut yakıt stokunun yalnızca üç gün yeteceğini vurguladı.
Gazze’deki sivil halk, son sığınabilecekleri alanlarda bile İsrail’in yoğun saldırılarına maruz kalmaya devam ediyor. İsrail, 6 Mayıs’ta Gazze Şeridi’nde zorla yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Bureij Mülteci Kampı’ndaki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) bağlı olan Ebu Hamisa Okulunu hedef aldı. Düzenlenen iki ayrı hava saldırısı sonucunda, aralarında çocukların da bulunduğu en az 20 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.
Bu operasyon planı, iç ve dış kamuoyunda ciddi tepkilere yol açtı. Planı eleştirenler, saldırıların altı hafta önce yeniden başlamasına rağmen Hamas’ın elinde tuttuğu 59 rehineden hiçbirinin henüz serbest bırakılmadığı gerçeğinden dolayı uygulanan askeri stratejinin başarısız olduğunu savunuyor. Rehinelerin yakınlarının oluşturduğu Rehineler ve Kayıp Aileler Forumu, hükümetin önceliğinin rehineleri kurtarmaktan ziyade toprak kazanımı olduğunu öne sürüyor. Ayrıca forum, bu planın İsrail halkının yüzde 70’inden fazlasının iradesine aykırı olduğunu gösteriyor.

İsrailli bir siyasetçi, Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada Güvenlik Kabinesinin Hamas’ın insani yardımlar üzerindeki etkisini azaltmak ve yönetim kabiliyetini sıfırlamak amacıyla gerekirse yardımların İsrail tarafından dağıtılması kararını kabul ettiğini aktardı. Öte yandan Birleşmiş Milletler kuruluşlarının oluşturduğu İnsani Yardım Ülke Ekibi (HCT), İsrailli yetkililerin mevcut yardım dağıtım sistemini ortadan kaldırma yönünde girişimlerde bulunduğunu ve ablukanın kalkması durumunda yardımların İsrail ordusunun belirlediği koşullar altında ve onun merkezleri üzerinden ulaştırılmasına yönelik baskılarla karşı karşıya kaldıklarını açıkladı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarını genişletme kararı, bölgedeki insani krizi daha da derinleştiriyor. Temel yaşam kaynaklarına erişimin engellenmesi ve sivillerin güvenli alanlardan mahrum bırakılması, uluslararası hukuka aykırı ciddi ihlaller olarak değerlendiriliyor. Öte yandan ABD’nin arabuluculuğunda yürütülen ateşkes ve rehine takası müzakereleri, tarafların temel taleplerinde ısrarcı olması nedeniyle çıkmaza girmiş durumda. Hamas, kalıcı ateşkes ve insani yardım girişini şart koşarken; İsrail tüm esirlerin iadesi ve Hamas’ın teslimiyetini şart koşarak geçici çözüm önerilerine dahi kapalı bir tutum sergiliyor. Ateşkes ihtimali, ancak tarafların karşılıklı güveni esas alan, esnek ve kapsamlı bir müzakere zeminine dönmeleriyle mümkün. Aksi takdirde bölgedeki yıkımın diplomatik bir ilerleme sağlanamadan daha da büyümesi kaçınılmaz görünüyor.
Derin Arda Erkul ve Şahika Derin Türüt tarafından editlendi.