Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te protestocular polise ve parlementoya karşı çatışma açtı. Arasında çocuklar, kadınlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve gazetecilerin de bulunduğu 200’den fazla protestocu göz altına alındı. Protestoların sebebi Gürcistan hükümetinin Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerini dört sene askıya almasıydı.
Gürcü Rüyası Partisi’nden Başbakan Irakli Kobakhidze, AB’ye üyeliğin askıya alındığını ve bloğa katılma meselesinin dört yıl boyunca gündem olmayacağını açıklamıştı. Basın toplantısında yaptığı bu açıklamanın sebebinin AB’nin 26 Ekim’de Gürcistan’da yapılan seçimin sürecinin usulsüz olduğunu söyleyen bir kararı kabul etmesiydi. AB Gürcistan’daki seçimleri kınayarak onların "ne özgür ne de adil” olduklarını söyleyen eden bir kararı kabul etmesine Gürcistan hükümetinin koyduğu tepki, halk tarafından talep edilen Batılılaşmaya karşı bir karar oldu. Seçimleri Kobakhidze’nin kazanması, Gürcistan’ın AB’ye katılım istekleri hakkında bir referandum olarak görülmüştü. Muhalefet ise seçimde Rusya’nın yardımıyla hile yapıldığını öne sürmüştü. Seçimi kazanan Kobakhidze ise AB’nin seçime olan tutumundan dolayı AB siyasetçilerini kınarak ülkeye şantaj yaptıklarını dile getirmişti.
Ülkenin Batı yanlısı olan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, bir önceki ay yapılan seçmelerde hile yapıldığını savunarak mevcut parlementoyu gayrimeşru olarak nitelendirdi. Ayrıca bu şekilde protestoculara ve muhalefete de destek çıkmış oldu. Zurabişvili, bu protestoların istikrarını önerdiğini, insanların sokaklarda tepki koymasını devam ettirmeleri gerektiğini belirtti. İnsanların sokaklarda talep ettikleri şeyin “ülkeyi ve Avrupa yolunu” yeniden kurmak için olan bir seçim olduğunu dile getirdi ve hükümeti kendi halkına savaş ilan etmekle suçladı. Zurabişvili, mevcut parlementonun bir sonraki seçimde kendisinin yerine gelecek olan adayı seçecek olmasına rağmen sonraki seçime kadar cumhurbaşkanı olarak görevine devam edeceğini duyurdu.
Ayrıca Zurabişvili, ülkede son zamanlarda yaşananlara ilişkin düzenlediği basın toplantısında bu eylemlerin ve protestoların anayasal çerçevede gerçekleşmesi ve iktidarı en çok endişelendirenin de bu olduğunu belirtti. Toplumun sivil girişimleriyle, sokak protestolarıyla ve eylemleriyle anayasanın yanında olduğunun ancak mevcut iktidarın her adımında anayasanın dışına çıktığını dile getirdi. İktidar partisinin özellikle son kararıyla Gürcistan’ın Avrupa geleceğini hiçe sayarak ve yavaşlatmayı hedefleyerek anayasa ihlali yaptığını söyledi. Halbuki anayasada belirtildiği üzere devlet kurumlarının Avrupa entegrasyonu için tüm çabalarını göstermekle yükümlüler.
Özellikle Tiflis ve Batum’da yoğun olarak görülen protestocuların parlemento binasına havai fişek ve taşlarla saldırdığı biliniyor. Güvenlik güçlerinin de protestocuları dağıtmak için tazyikli su sıkarak güvenliği sağlamaya çalıştığı söyleniyor. Türkiye sınırındaki Batum’daki yüzlerce protestocu, AB ve Gürcistan bayrakları taşıyarak Acara Hükümet Binası’nın önünde toplanıp br yandan protestolar yüzünden göz altına alınmış olan insanların özgürlüklerine kavuşması gerektiğini savundular, bir yandan da hükümetin AB üyeliğini askıya alma kararını protesto ettiler.
Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.