top of page
Yazarın fotoğrafıDuygu Keskin

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesine Katılımı



Türkiye'nin BRICS ile İş birliği Arayışları


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi'ne katılımı, Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkilerini derinleştirme isteğini somut adımlara dökmek için önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Türkiye, uzun süredir BRICS’in gündemine daha fazla dahil olmayı ve bu grup ile iş birliği ağını genişletmeyi hedefliyor. Erdoğan’ın zirvede yaptığı konuşmada da bu niyet açıkça dile getirildi. Türkiye’nin BRICS ülkeleri ile özellikle ticaret, teknoloji transferi, enerji iş birliği ve altyapı yatırımları gibi alanlarda ortak projeler geliştirmeye hazır olduğu vurgulandı.


Zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan. "Türkiye, BRICS ülkeleriyle olan ilişkilerini daha da ileri taşımak istiyor. Bu iş birliği, yalnızca ticaretle sınırlı kalmayacak; aynı zamanda küresel barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması için ortak çabaları da destekleyecektir:" dedi. Türkiye’nin BRICS ile kuracağı stratejik ortaklıklar, ülkenin ekonomisini güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda dünya politikasındaki çok kutuplu düzen arayışlarında da önemli bir rol üstlenmesini sağlayacak.



Türkiye'nin BRICS'e Tam Üyelik İhtimali


Türkiye’nin BRICS’e tam üye olma olasılığı, son yıllarda hem Türkiye’de hem de uluslararası basında sıkça tartışılan bir konu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS’e katılımı, Batı ile olan ilişkilerde dikkatli bir denge sağlama girişimi olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen, BRICS gibi Batı dışındaki güç merkezleriyle daha yakın bir iş birliği arayışı, ülkenin dış politika stratejisinin giderek daha da çok yönlü hale geldiğini gösteriyor. Türkiye'nin bu denge arayışını vurgulayan analizlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ndeki konuşmaları “Batı’nın tekeli yerine çok kutuplu bir dünyada Türkiye’nin yerini aradığı” şeklinde yorumlandı.


Türkiye'nin BRICS’e olası katılımı, NATO ve AB gibi Batılı ittifaklarla olan ilişkileri açısından da dikkat çekici bir gelişme olarak görülüyor. Türkiye’nin ekonomik çeşitliliğini artırmak ve özellikle Rusya ve Çin gibi güç merkezleriyle daha fazla iş birliği yapmak istemesi, Batı’nın dikkatini çekmiş durumda. Bu adımların hem ekonomik faydalar sağlama hem de Batı’nın baskısından bağımsız bir dış politika yürütme stratejisinin bir parçası olduğu belirtiliyor. Özellikle ABD ile Türkiye arasındaki son yıllarda gerilen ilişkiler dikkate alındığında, BRICS üyeliği, Türkiye’nin küresel arenada farklı bir yönelim arayışında olduğunun da bir göstergesi olabilir.



Erdoğan ve Putin Görüşmesi: Enerji ve Güvenlik Gündemi


Kazan’daki BRICS Zirvesi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği ikili görüşmeler de zirvenin en önemli gelişmelerinden biri oldu. Bu görüşme, Türkiye-Rusya ilişkilerinin özellikle enerji ve güvenlik alanlarında daha da güçleneceğinin sinyallerini verdi. Rusya'nın enerji tedarikinde Türkiye’ nin kilit bir rol oynaması, bu ortaklığın gelecekte daha da derinleşeceğini gösteriyor.


Erdoğan ve Putin’in görüşmesinde, Karadeniz'deki enerji kaynakları, TürkAkım projesi ve savunma sanayii konuları ön plana çıktı. Türkiye’nin, Batı’dan gelen enerji ambargolarına karşı Rusya ile enerji tedarik yollarını çeşitlendirme isteği bu görüşmede açıkça dile getirildi. Aynı zamanda, Türkiye’nin savunma sanayii alanında Rusya ile iş birliği arayışları, NATO içindeki tartışmaları daha da yoğunlaştırabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.



Uluslararası Basında Türkiye’nin BRICS Hamlesi


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ne katılımı, dünya basınında geniş bir yankı uyandırdı. Türkiye’nin BRICS ile iş birliği çabaları geniş çaplı analiz edilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünya siyasetinde çok kutuplu bir düzen arayışını destekleyen liderlerden biri olarak öne çıktığı ifade ediliyor. Türkiye’nin BRICS’e tam üye olma ihtimali detaylı bir şekilde ele alınıp, bu sürecin Türkiye’nin NATO ve Batı ile olan ilişkilerine nasıl yansıyabileceğine dikkat çekiliyor.


Diğer büyük gazetelerde de Erdoğan’ın Kazan’daki konuşmaları ve Türkiye’nin BRICS ile ekonomik ilişkileri analiz edildi. Özellikle Türkiye’nin BRICS’e üye olması durumunda bu iş birliğinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve askeri alanlarda da önemli sonuçlar doğurabileceği vurgulandı. Bu analizlere göre; BRICS üyeliği Türkiye’ye, gelişmekte olan ekonomilerle daha yakın ilişkiler kurarak, Batı’nın ekonomik yaptırımlarına ve diplomatik baskılarına karşı dirençli bir ekonomik altyapı oluşturma imkanı sunabilir.




Türkiye'nin Küresel Siyasetteki Yönelimi


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi'ne katılımı, Türkiye'nin küresel siyaset ve ekonomi sahasındaki yönelimlerinde yeni bir döneme işaret ediyor. Türkiye’nin BRICS ile ortaklık kurma ve bu grupla olan bağlarını güçlendirme arzusu, ülkenin çok yönlü dış politika stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Erdoğan’ın Kazan’daki açıklamaları ve Putin ile görüşmeleri, Türkiye’nin sadece ekonomik değil, aynı zamanda politik anlamda da çok kutuplu bir dünya düzeninde kendine yeni bir pozisyon aradığını gösteriyor.

Sonuç olarak; Türkiye’nin BRICS ile ilişkilerini derinleştirme çabaları, ülkenin uluslararası arenada daha bağımsız ve çok yönlü bir rol oynamayı hedeflediğini ortaya koyuyor. Bu süreç, hem Türkiye’nin küresel güç dengelerinde nasıl bir yer edineceği hem de Batı ile olan ilişkilerinde nasıl bir denge kuracağı açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendirilebilir.



Beyza Şekerci ve Deren İlbeyi tarafından editlendi.

13 görüntüleme
bottom of page