top of page
Yazarın fotoğrafıSahra Kurt

Ceren Taşçı’yla Röportaj

Türk televizyonunun değerli isimlerinden biri olan Ceren Taşçı, İstanbullu bir tiyatro ve sinema oyuncusudur. Lisans eğitimini Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde tamamlayan oyuncu, televizyonlara ilk çıkışını “Komedi Türkiye” adlı yarışma programı ile yapmıştır. Daha sonrasında birçok televizyon programında ve tiyatro oyununda rol alan Taşçı, özellikle komedi alanında adını duyurmuştur. İstanbul Günceleri olarak kendisine oyunculuk deneyimlerinden kariyerine kadar birçok soru yönelttik.

  1. Sanata bakış açınızı etkileyen önemli bir kişi oldu mu? Oyunculuk kariyerinize başladıktan sonra bakış açınızı tamamen değiştiren biriyle çalıştınız mı?


Açıkçası izlediğim filmler, okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler, tanıştığım insanlar, hayatıma değen herkes etkiledi ve etkiliyor beni, oyunculuğumu. Ama hayatımı değiştiren anlardan biri, abimin bana Almadovar’ın “Konuş Onunla” filmini izletmesiyle olmuştu, o zamanlar daha ortaokula gidiyordum. Orada Caffe Muller Pina Baush’un işini görüp ‘Böyle bir şey nasıl olur?’ diye düşünüp çok acayip hissetmiştim, yıllar sonra tiyatro festivalinde izlemek de nasip oldu. Hayat biraz da böyle büyülü bir yer işte.


  1. Televizyon ekranlarına ilk çıkışınız Komedi Türkiye ile olmuştu. Bu programın sizin üzerinizde nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?


Üniversite son sınıftaydım katıldığımda yarışmaya. İlk kamera deneyimimdi, çok öğretici oldu. Bir de çok sevdiğim oyuncularla tanışmış, çalışmış oldum.


  1. Tiyatro deneyimlerinizin televizyon oyunculuğuna kattığını düşündüğünüz artılar var mı? Televizyon oyunculuğunun tiyatroya göre ne gibi zorlukları olduğunu fark ettiniz?


Tiyatro oyuncuya özgür bir deneyim alanı sunuyor. Ne kadar dener, ne kadar keşfederseniz de oyuncu olarak yelpazeniz o kadar genişliyor. Hem prova dönemi hem de seyirciyle her gün canlı olarak karşılaşıp sahnede olmak büyük deneyim. Bu deneyim de televizyonda çalışırken işinize yarıyor elbette. Daha kısıtlı bir zamanda, kesip tekrar tekrar aldığınız, hızlı olmak zorunda olduğunuz, kamera gibi, set ekibi gibi birçok uyaranın olduğu yerde ben kendi adıma tiyatro pratiklerimden çok yararlanıyorum.


  1. Kamera önü oyunculuğunun sizi kısıtladığını hiç düşündünüz mü? Kendinizi kamera önünde mi yoksa perde önünde mi daha rahat hissediyorsunuz?


İkisinin de keyfi kesinlikle ayrı. Kısıtlamak gibi düşünmüyorum pratikleri farklı sadece. Ama tiyatronun yeri benim için başka, ayrı bir aşk o.


  1. Komedi oyunculuğunun sizin karakteriniz üzerinde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Oynadığınız rolden etkilendiğinizi ve bunun duygusal durumunuza yansıdığını hissettiniz mi?


Hayır hissetmedim. Komedi ya da dram olarak oyunculuğu ayırmıyorum. Benim için oynadığım bütün karakterler ve yer aldığım işler aynı özeni ve çalışmayı gerektiriyor. Kendi hayatınızı etkiliyorsa orada bir sıkıntı vardır ya. Deli miyiz biz? Metot oyunculuğu var elbette o da başka bir pratik. Ben şimdiye kadar oyun içinde ne yaşıyorsam ya da sette aynı şekilde orada bırakabildim rolle olan ilişkimi.


  1. Önümüzdeki süreç için planladığınız projeler neler?


Yakında Exxen’e “Anonim” diye bir işim girecek. Bir de Gain’e “Fer” diye oynadığım bir dizi girecek. Tiyatro olarak da Aşık Shakespeare devam ediyor.


  1. Göz önünde çalışmanın getirdiği yorumlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Sosyal medya üzerinden hakkınızda yazılmış bir şeyden çok etkilendiğiniz oldu mu? Hakkınızda yazılanları hiç araştırıyor musunuz?


Açıkçası çok umursamamaya çalışıyorum. Olabildiğince kendim olmaya çalışıyorum. Bir şeye kafam takılırsa da onun cevabını veriyorum. Ama genel olarak çok ciddiye almadığımı söylemem gerek.


Deren İlbeyi ve Derin Arda ERKUL tarafından editlendi.

bottom of page