top of page

Bridget Jones Geri Döndü!

Yazarın fotoğrafı: Duygu KeskinDuygu Keskin

Romantik komedi dünyasının favori isimlerinden biri olan Bridget Jones, uzun bir aradan sonra sinemaya geri döndü. Helen Fielding’in “Bridget Jones Günlüğü” ile başlayan yolculuğu bugün yeni romanından uyarlanan “Bridget Jones: Mad About the Boy” ile devam edemiyor. Serinin en yeni filmi 14 Şubat 2025'te sinemalarda izleyicileriyle buluştu. 2001’de başlayan ve 2016’da “Bridget Jones’un Bebeği” ile devam eden serinin dördüncü filmi, kahkaha ve romantizmin yanında derin bir hüzün de içeriyor, herkesin hissettiği yada hissedebileceği olağan duyguları dile getiren bir film olmayı başarıyor.


Yeni film, artık 50’li yaşlarına gelmiş ve iki çocuk annesi olan Bridget’in hayatındaki yeni dönemden bahsediyor. Mark Darcy’nin (Colin Firth) trajik bir şekilde hayatını kaybetmesinin ardından Bridget, çocuklarını büyütmeye çalışırken diğer yandan yeniden hayata tutunmaya çalışıyor. Kocasının ölümünden sonra içsel yolculuğunu, kendini yeniden bulmasını ve yeni aşklara yelken açmasını izliyoruz. Yıllar önce günlük tutan o genç kadın artık sorumluluklarıyla baş etmeye çalışan bir anne ve başarılı bir televizyon sunucusu. Fakat hayatın ona olan sürprizleri bitmekle bilmiyor , bu kez ise yeni Bridget’i yeni bir aşk bekliyor.


Sırayla Karakterleri İnceleyelim


Serinin baş karakterini Bridget Jones, 50’li yaşlarında, iki çocuk annesi, boşanmış bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Mark Darcy’nin ölümüyle derin bir yas süreci geçiren Bridget, çocuklarını büyütürken yeni bir aşka kapı aralamaya başlıyor. Hâlâ sakarlıkları ve esprili iç sesiyle tanıdığımız Bridget, bu defa daha olgun ama hâlâ kendine özgü mizacıyla izleyicileri karşılıyor.

Bridget’in çocuklarının okulunda öğretmen olarak çalışan Mr. Wallaker, ilk başta sert ve disiplinli bir kişi olarak görünse de aslında anlayışlı ve nazik bir karakter. Filmde Bridget ile aralarında romantik birlikteliğin başladığını görüyoruz.


Yaşından genç bir mizaca sahip olan Roxster, eğlenceli, enerjik ve hayat dolu bir karakter. Aralarındaki yaş farkına rağmen Roxster, Bridget’e kendisini genç hissettiren ve özgüvenini tazelemesini sağlayan bir karakter olarak ortaya çıkıyor.

Serinin önceki filmlerinde tanıdığımız, Bridget’in eski sevgilisi Daniel Cleaver, yeni filmde farklı bir karşımıza çıkıyor. Yaş almasına rağmen karizmasından bir şey kaybetmeyen Daniel, Bridget’e bu kez gerçek bir dost olmaya çalışıyor.


Eğer klasik Bridget Jones filmlerini seviyorsanız bu film sizi hem nostaljik hem de içten hissettirecek. Bridget’in büyümesini, olgunlaşmasını ve kendi hikayesinin başrolü olmasını izlerken bazen kahkahalara boğulup yeri geldiğinde duygulanacaksınız. Romantik komedi severlerin kaçırmaması gereken bir film.


Yazı Deren İlbeyi ve Şahika Derin Türüt tarafından düzenlenmiştir.

bottom of page