Geçtiğimiz temmuz ayında Bangladeş tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşadı. Öğrencilerin öncülüğünde halk, devlet iş pozisyonlarına uygulanan kota sistemine karşı protestolara başladı. Başbakan Hasina’nın bu gelişmeler üzerine ülkeyi terk etmesi, ülkedeki sosyal adalet eksikliğini gözler önüne serdi. Hasina’nın Hindistan’a sığınmasının ardından parlamento dağılınca Bangladeş Anayasası genel seçimlerin 90 gün içinde yapılmasını öngörürken Anayasa’da geçici bir hükümetin nasıl oluşturulacağına dair net bir düzenleme bulunmuyor. Bu belirsizlik, ülkede bir ara hükümetin kurulup kurulamayacağı konusunda tartışmalara yol açtı. Anayasa Mahkemesinden alınan bir görüş doğrultusunda mevcut koşullar altında bir ara hükümetin kurulabileceği belirtildi ve bu süreçte Nobel Barış Ödüllü Muhammed Yunus geçici olarak yönetimi devraldı.
Bangladeş’in geçici başbakanı olarak Muhammed Yunus, seçimlerin adil ve özgür bir ortamda gerçekleşmesini sağlamanın temel amacı olduğunu belirtti. Protestoların temel nedeninin devlet kurumlarına duyulan güvensizlik olduğunu ve bu sorunu çözmek için gerekli reformları yapacağını ifade etti ancak henüz somut bir reform planı açıklamadı. Seçimlerin ise bu reformlardan sonra yapılacağı duyuruldu ancak Bangladeş’te geçici hükümetler yasama yetkisine sahip değil ve bu nedenle kapsamlı reformlar veya yeni yasalar çıkaramıyor. Geçici hükümetler yalnızca kararnameler çıkarabilir ve bu kararlar, seçilmiş bir hükümet tarafından onaylanmak zorunda. Bu durum geçici hükümetlerin sadece mevcut durumu düzenleyici geçici önlemler alabileceği ve kalıcı değişiklikleri gerçekleştiremeyeceği anlamına gelmesine rağmen geçici hükümetlerin mevcut liderlik rolü, gelecekteki seçim döneminde hükümetler için potansiyel bir model oluşturma potansiyeline sahip.
Dhaka Üniversitesinden Doç. Dr. Shafi Mustafa, geçici hükümetin kendini tanımlamaması durumunda meşruiyet kriziyle karşılaşabileceğini belirtti ve hükümetin kendini nötr veya devrimci olarak tanımlayabileceğini ifade etti. Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) eski milletvekili Rumeen Farhana, bu geçici hükümetin devrim sonucu kurulduğunu ve demokrasiye bağlı kalması durumunda BNP'nin desteğini vereceğini belirtti.
BNP'nin desteğini almak, geçici hükümetin siyasi meşruiyetini arttırma olasılığına sahip çünkü BNP’nin, ülkenin önemli siyasi partilerinden biri olarak geniş bir destek tabanı bulunuyor. Bu destek, hükümetin halk nezdindeki güvenilirliğini arttırılmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca BNP'nin desteği uluslararası alanda olumlu bir izlenim bırakabilir çünkü uluslararası kuruluşlar genellikle büyük siyasi partilerin desteklediği geçici hükümetleri daha istikrarlı görüyor. Böylece, hükümetin demokratik geçiş sürecinde daha geniş bir destek bulması sağlanabilir, bu da siyasi istikrarı ve geçişin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olur.
Öte yandan BNP'nin desteğini almamak, geçici hükümetin daha bağımsız ve tarafsız bir şekilde hareket etmesine, parti baskılarından uzak kalmasına ve yenilikçi politikalar uygulama fırsatına sahip olmasına olanak tanıyor. Ayrıca, destek almadan diğer siyasi partilerle ve toplumsal gruplarla daha geniş bir işbirliği yaparak daha kapsayıcı bir politika izleyebilir. Ancak destek olmadan hareket etmek hükümetin siyasi meşruiyetini ve geniş tabanlı desteği üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir, bu nedenle geçici hükümetin stratejisini dikkatle değerlendirmesi gerekmektedir.
Hasina'nın kaçışından sonra gerçekleşen önemli gelişmelerden biri de onun tarafından yasaklanan İslamcı Jamaat-e-Islami Partisinin yasağının kaldırılması oldu. Hasina, bu partiyi "militan ve terörist" bir örgüt olarak ilan etmiş ve faaliyetlerini yasaklamıştı. Geçmişte laikliği ihlal eden tüzüğü nedeniyle seçimlere katılamayan Jamaat-e-Islami Partisi, Hasina'nın kaçışından sonra İçişleri Bakanlığı tarafından yeniden faaliyetlerine devam etme izni aldı ancak seçimlere katılabilmesi için Seçim Komisyonuna kayıt yaptırması gerekiyor.
Bir diğer gelişme ise Bangladeş’teki siyasi krizle bağlantılı olarak uzun yıllar gizli bir gözaltı merkezinde tutulan pek çok siyasi tutsağın serbest bırakılması. Bu kişiler geçici hükümetin hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etme vaatleri doğrultusunda gizli hapishaneden çıkartıldılar. Tutuklular, gözaltında bulundukları süre boyunca karanlık ve penceresiz hücrelerde işkenceye maruz kalmış, zaman ve mekân duygularını kaybetmişlerdi. Serbest bırakıldıklarında çoğu kişi psikolojik travmalar ve fiziksel sağlık sorunlarıyla mücadele etti. Özgürlüğe kavuşmalarının ardından yaşadıkları duyguları ise karmaşık ve yoğun bir sevinç ve rahatlama olarak ifade ettiler.
Hasina'nın Hindistan'a kaçışının ardından Bangladeş'te siyasi dengeler hızla değişti. Geçici başbakan Muhammed Yunus, gelecek seçim döneminin adil ve özgür bir ortamda gerçekleşmesini hedeflemekte. BNP ile olası bir işbirliğinin ise, hükümete sağlayabileceği potansiyel fayda ve zararlar bulunmakta. Jamaat-e-Islami Partisinin yasaklarının kaldırılması, siyasi arenada yeni gerilimler yaratabilirken uzun yıllar gizli hapishanelerde tutulan siyasi tutsakların serbest bırakılması, ülkenin hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etme çabalarının bir göstergesi. Tüm bu gelişmeler, Bangladeş’in gelecekteki siyasi istikrarının belirsiz olduğunu ve halkın adalet arayışının devam ettiğinin kanıtlar nitelikte.
Comentários