top of page
Yazarın fotoğrafıSelcen AKSU

Alfabemize Yeni Harfler Ekleniyor: 34 Harfli Yeni Türk Alfabesi

Son günlerde Türkçe’nin modernleşmesine katkıda bulunma ve küresel iletişime uyum sağlama amacıyla yeni bir dil reformu önerisi gündemde. Türkçe, 1928’de gerçekleşen harf devriminden itibaren Latin alfabesiyle yazılıyor. Ancak, Türkçe’nin ses yapısını daha iyi karşılamak ve modern dünyaya uyarlanma hedefiyle Türk ülkelerinin ortak bir alfabe kullanması ilk olarak 1991 yılında başlatılan çalışmalar ile planlandı ve 29 harften oluşan Türk alfabesine 5 yeni karakter eklenmesi önerildi. Ortak Türk Alfabesinin uygulamaya konulmasıyla mevcut alfabeye Q,X,W,Ň, Ä harflerinin eklenmesi planlanıyor.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 34 harften oluşan yeni alfabenin Türk dünyasını birleştireceğini aktarıyor. Alfabede planlanan değişiklik sürecine ilişkin Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından geçtiğimiz eylül ayında Bakü'de düzenlenen Ortak Alfabe Komisyonu Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında, Türk Devletleri Teşkilatı’na üye olan tüm ülkelerin alfabelerinde bu devrimi yapması gerektiğini belirterek, "Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu konuda hazır. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın yeni alfabeye geçiş için inisiyatif başlatması isabetli olacaktır." dedi. Ortak Alfabe Komisyonu'nda kabul edilen 'Ortak Türk Alfabesi' projesinin önemine dikkat çeken Erdoğan, Türkiye'nin alfabe değişikliğini uygulamak üzere hazır olduğunu belirtti.


Ortak Türk Alfabesi hakkında TDK Başkanı Osman Mert, yaptığı açıklamasında: “Burada bizim yaptığımız 34 harf üzerinde uzlaşmak değil. Her lehçenin ihtiyacı olan harfleri belirlemek, her lehçe için en uygun alfabeyi oluşturmak. Yani şu an Azerbaycan ve Türkiye dışında Özbekistan'ın, Kazakistan'ın ve Kırgızistan'ın alfabeleri belirlenmiş oldu. Aslında şu an size gösterecek olsak üç ayrı alfabe göstermemiz gerekir. Ama bu üç ayrı alfabenin de en az yüzde 95'i harf olarak ortak.” dedi.


Yeni Türk alfabesine beş harfin eklenmesi önerisi sadece bir dil reformu olarak değil, aynı zamanda politik ve siyasi açıdan da değerlendiriliyor. Cumhuriyetin ilanından bu yana Türkiye’nin dil ve kültür politikaları, her zaman stratejik bir öneme sahipti. Atatürk’ün gerçekleştirdiği 1928 tarihli Harf Devrimi, Osmanlıca’dan Latin alfabesine geçişi sağladı. Bu sayede Türkiye, Batı ile daha yakın ilişkiler kurdu ve modernleşmesine büyük katkı sağladı. Halkın bu yeni Türk alfabesine tepkisi ikiye ayrılıyor. Bir kesim yeni alfabenin Türkiye’nin modernleşme sürecindeki devamlılık açısından önemli bir sembol olabileceğini savunurken bir diğer kesim ise yeni Türk alfabesine gerek olmadığını; yeni harflerin eklenmesinin, 1928’deki Harf Devrimi’nin temel amacına ters düşeceğini ve Türkçe’nin ses yapısının halihazırda Latin alfabesiyle uyumlu olduğunu savunuyor. Ayrıca böyle bir değişikliğin kültürel ve tarihsel bağları zayıflatacağını, halk arasında kafa karışıklığına yol açacağını ve eğitim sürecini gereksiz yere zorlaştıracağını düşünüyorlar.


Beyza Şekerci ve Can Tarhan tarafından editlendi.


bottom of page