top of page
Yazarın fotoğrafıZ. Ilgın Sönmez

Akış Hali: “Sular Seller Gibi…”

Bir piyanistin seyircinin farkında bile olmadan kendini çaldığı parçaya kaptırması, bir öğrencinin önemli bir sınavda sınav hariç tek bir şey düşünmeden soruları çözmesi veya yapılan aktiviteye tamamen odaklanan kişinin zaman algısının bozulduğu, yapılanın adeta “otomatik” geldiği benzer pek çok an akış halini (flow state) işaret eder.


Bu bilişsel olgu ilk olarak 1970’li yıllarda Macar asıllı psikolog Mihaly Csikszentmihalyi tarafından adlandırılmıştır. “Akış” ismi yapılan işin “sanki akan bir su tarafından taşınır gibi kolaylık ve akıcılıkla yapılması” benzetmesinden türemiştir. Akıştaki kişinin bilinci alışılmadık biçimde düzenlidir. Duygular, düşünceler ve duyular aynı aktiviteye odaklanır ve bu süre zarfında özgönderimsel düşünme (telaşlanma, yapılanda kusur bulma vb.) düşük seviyededir. Kişi kendi kabiliyetlerini sorgulamadan yaptığına odaklanınca da optimum bir performans sergiler.


Bahsedilen düşük özgönderimsel düşünme durumu kişinin aktivite sırasında kendini ya da bilincini kaybetmesi değil, “kendi varlığının bilincini” kaybetmesidir. Başka bir deyişle, kişi kendini yaptığı işten ayrı tutmaz. Piyano çalan birey o anlığına sadece bir piyanisttir. Benliğin geçici olarak kaybı günlük hayatta sürekli kendiyle meşgul olan, her adımında yarattığı imaj hususunda endişelenen kişi için rahatlatıcı ve zevk veren bir durumdur.


Akışla birlikte zamanın algılanışının bozulduğu görülür. Örnek olarak Lionel Messi’nin tüm sahayı ve bir dizi olasılıkları göz açıp kapayıncaya kadar görüp değerlendirebildiği “olağanüstü bir yeteneği” olduğu söylenir. Pek çok başarılı sporcu benzer bir şekilde, topa vurmadan önce onu adeta ağır çekimde gördüğünü belirtmiştir.


Akış hali genelde sporcular, sanatçılar ve bilim insanlarıyla özdeşleşmiş olsa da gündelik işlerde de akışa girmek mümkündür. Örneğin bilgisayar başında saatlerce oturup oyun oynayan bir kişi, oyunda seviye atlamaya çalışırken yemek yemeyi bile unutabilir. Zorluklar onu tatmin edecek seviyededir ve kişi seviye atladıkça oyuna devam etme isteği de artar.


Peki akış haline nasıl girilir?


Akış, zorluk merkezli bir odaklanma gerektir. Yapılan aktivite kişinin tüm odağını alacak kadar zorlayıcı olmalı ancak sinir bozucu hale gelecek kadar zor olmamalıdır. Zorluk az ve beceriler fazlaysa kişi sıkılır, zorluk fazla beceriler azsa kişi endişe halindedir. Bu iki eksen arasındaki denge sağlandığında ise kişi akıştadır.



Yapılan aktivitenin hedeflerinin belirgin olması ve anında dönüt alınması önemlidir. Örneğin enstrüman çalan kişi parçanın zor bir kısmını geride bırakmışsa, sınavda soruları çözen kişi bir soruyu daha başarıyla bitirmişse aştığı zorluklar ve başarının getirdiği haz onu devam etmeye iter. Yaratıcılık gereken aktivitelerde ise hedefler bu kadar açık ve dönütler bu kadar net olmasa da kişi kendi hedeflerini nesnelleştirirse akışa ulaşabilir.


Zorluk-beceri dengesini sağlamanın temelde iki yolu vardır. İlk olarak dış faktörler kişiye göre ayarlanabilir. Örneğin çalınması gereken parçanın hızı düşürülerek kişinin o anki becerileriyle eşitlik kurulur. Diğer yol ise kişinin kendi bilincini şartlandırmasıdır. Burada kişinin nesnel olarak sahip olduğu becerilerden çok aktivitenin zorluğuna kıyasla kendi becerisini nasıl algıladığı öne çıkar. Kişinin kendine ve işine karşı pozitif bir bakış açısına sahip olması belirleyicidir. Hem dış hem de iç etkenler yerine getirildiğinde ise akış haline girmek daha mümkündür.


Akış olgusunu tanımlayıp adlandıran Csikszentmihalyi’ye göre tıpkı bazı kişilerin diğerlerinden daha iyi kas koordinasyonu ile doğduğu gibi bazı kişiler de bilinçlerini kontrol altına alıp akış haline girmeye daha meyillidir. Ancak herkes akışın bahsedilen gerekliliklerini yerine getirerek ve yeterli pratikle bunu başarabilir.


Kısacası akış, zorluk ve becerilerin dengede olduğu durumlarda yapılan işe maksimum odaklanabilme halidir. Kişilerin akış halinde olduğu örnekler incelendiğinde bu olgunun hem mutluluk hem de başarı getirdiği görülür. Akış, kişiyi yaptığı işe bağlayarak ve ona özgüven kazandırarak “uğruna yaşanacak anlar” haline gelir.


Kaynakça:

Csikszentmihalyi, Mihaly. “Flow: The Psychology of Optimal Experience.” City University of New York Blog, blogs.baruch.cuny.edu/authenticityandastonishment2/files/2013/04/Mihaly-Csikszentmih alyi-Flow1.pdf. Accessed 27 May 2023.

Van der Linden, Dimitri, et al. “The Neuroscience of the Flow State: Involvement of the Locus Coeruleus Norepinephrine System.” Frontiers, 16 Mar. 2021, www.frontiersin.org/articles/10.3389/fpsyg.2021.645498/full.

Teztel, Gülden. “Psikolojide Akış Kuramı ve Müzik İcrası Bağlamında Değerlendirilmesi.” Dergipark, dergipark.org.tr/tr/download/article-file/419402. Accessed 27 May 2023. Flaste, Richard. “The Power of Concentration.” The New York Times, 8 Oct. 1989, www.nytimes.com/1989/10/08/magazine/the-power-of-concentration.html.

Taylor, Alex James. “Thinking Ahead of the Game: How Elite Sports-Stars Have the Ability to Slow down Time.” Hero, 30 Aug. 2021, hero-magazine.com/article/195639/how-elite-sports-stars-are-able-to-slow-down-time.

212 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page