14 Haziran’da başlayan yaz tatilinin son günlerindeyken öğrencilerin yeni okul yılı için heyecanı gittikçe artıyor. Özellikle 2024-2025 eğitim-öğretim yılına sayılı günler kala 9 Eylül itibariyle kademeli olarak uygulanmaya başlanacak müfredat değişiklikleri gündemin önemli maddelerinden biri haline geldi. Pek çok veli, bu müfredat değişikliğine karşı olumlu yaklaşırken bu değişikliği hoş karşılamayanlar da oldu.
Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in talimatıyla başlatılan müfredat değişikliğine yönelik hazırlık çalışmaları bu yılın haziran ayında başladı. Aralarında akademisyenlerin, eğitim paydaşlarının, eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerinin olduğu komisyonlarda düzenlenilen çalıştaylar müfredatın yol haritasını belirlemek üzerine yürütüldü. Çalıştayların en geniş katılımlı olanı "Bütüncül Eğitim: Türkiye Yüzyılı Modeli Öğretim Programları Geliştirme Çalıştayı" geçen hafta Ankara Kızılcahamam'da düzenlendi. Bu çalıştayda “bütüncül eğitim” yaklaşımı hedeflendi. “Bütüncül eğitim” yaklaşımı ise öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimini esas aldığını iddia ediyorlar.
Yapılan çalıştaylarda müfredatın genel olarak hem çok ağır hem de çok fazla konuyu içermesi nedeniyle sadeleştirmeye gidilmesi gerekliliği vurgulandı. Tekin, üzerinde çalışılan yeni müfredat düzenlemesi hakkında: "Bazı konuların ilkokuldan liseye kadar tekrarlandığını görüyoruz. Bu tekrar eden konuları değerlendirip gerekli düzenlemeleri yapacağız. Mevcut müfredatın yoğunluğundan dolayı öğretmenlerimiz zorluk yaşıyor. Bu yükü azaltmayı amaçlıyoruz.” dedi. Söz konusu olan müfredat, 2024-2025 eğitim öğretim döneminde okul öncesi, 1, 5 ve 9'uncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak. Tekin, "Söz konusu değişiklikle çocuklarımıza gereksiz, düzeylerinin üstünde bir bilgi yüklemesi yapmayacağız, derslerin tamamında sadeleşme olacak." şeklinde açıklamıştı. İlkokul, ortaokul, lisede tekrar eden konular bulunduğunun altını çizen Tekin, bu konuları sadeleştirmek veya çıkarmak üzerine çalıştıklarını, bazı konuların da pedagojik usullerle anlatılmadığını, lisede anlatılan konu ya da ilkokulda anlatılan konunun birbirini tamamlamadığını açıklamıştı.
MEB “Türkiye Yüzyılı Maarif Model” taslağının kullanılacağını vurguladı. Yeni müfredatta özellikle tarih ve matematik derslerinde yapılan değişiklikler dikkat çekti. Tarih dersindeki yapılan sadelikler arasında beceri temelli eğitimin uygulanması için siyasi ve askeri tarih konularının haricinde afet, salgın ve göç gibi sosyal hayata dair konular da içeriğe dahil edildi. Bu ekleme sayesinde öğrencilerin tarihin insan faktörünü ve sosyal tarih çalışmalarının önemini kavramaları, tarihte meydana gelen kültür ve medeniyete ilişkin konuların yanı sıra afet, salgın ve göç gibi sosyal hayata dair konuları öğrenmeleri sayesinde geçmiş ve gelecek arasında adeta bir köprü kurmaları hedefleniyor.
Tarih derslerinin konu içeriği yakın tarihe kadar getirilerek güncel yaşamla ilişkilendirildi. Bilgi aktarımı odaklı öğretimden tarihsel düşünme becerilerini merkeze alan tarih öğretimine geçilen müfredatta Soğuk Savaş Dönemi'nin başlaması, Birleşmiş Milletler ve IMF'nin kuruluşu, Filistin meselesi ve sömürgeciliğin şekil değiştirmesi konularına da yer verildi, Kıbrıs sorunu, Pontus ve Ermeni iddialarının asılsızlığı gibi konularla ilgili kitaplar okuma listesine dahil edildi. Örnek metin ve olaylardan hareketle siyonist faaliyetleri ve Filistin meselesini adil davranmanın önemi vurgulanarak anlatılacak. Özelikle Filistin meselesinin de müfredata dahil olması özellikle tepki toplayan konulardan biriydi.
Aynı zamanda programda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı ile Türk inkılabı ve Atatürkçülük konuları yenilendi. Yeni müfredatta Atatürk'ün kişilik özellikleri üzerinde durularak öğrencilerin onu rol modeli almaları hedeflendi. Milli Mücadele'nin başlangıcından Atatürk'ün vefatına kadar geçen süreçte meydana gelen olaylar bütüncül bir bakış açısıyla anlatılıyor. Türk İnkılabı ve Atatürkçülük konuları Türk modernleşmesi kapsamında değişim ve sürekliliği esas alan bir program oluşturuldu. Ancak sadeleşmenin büyük bir kısmının devrim ve ilkelerde olması, 12. sınıf TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin amacı ve uygulanma esaslarından da laikliğin kaldırılması ve bunun yerine dersin 2018’deki müfredatında olmayan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” içeriğe eklenmesi Cumhuriyet Gazetesi tarafından “Eğitimde 'laiklik' tırpanlanıyor” denilerek eleştirildi.
Programlarda anakronik ve bilimsel hata barındıran terim ve kavramların kullanımına son verildi. Örneğin, Orta Asya yerine Türkistan, Tehcir Kanunu yerine Sevk ve İskan Kanunu gibi terim ve kavramların kullanılmasına karar verildi. Ek olarak örnek olay ve metinler üzerinden konularla değerler bağdaştırıldı, özellikle Türk-İslam medeniyetinin temel referansları olan milli ve manevi değerleri uygulamalı olarak yer verilecek. Öğrencilere problem çözme yeteneklerini geliştirmeleri için algoritmik düşünme becerileri kazandırılması hedeflenen yeni müfredatta, matematik derslerine algoritma ve bilişim odaklı yaklaşımlar eklendi. Bu sayede öğrencilerin matematikte daha pratik ve uygulanabilir bilgi sahibi olmaları bekleniyor. Yayınlanan müfredatta ortaöğretim matematik ders programından 12. sınıflarda işlenen integral programı kaldırıldı. İntegralin yerine, limit ve türev kavramları daha kapsamlı şekilde ele alındı. MEB’in açıkladığına göre integral kavramına yer verilmemesinin sebebi kavramın mevcut haliyle bir hesaplama aracından öteye geçmemesi; oldukça sınırlı ve işlem odaklı şekilde sunulması. Bu sebeple de integral kavramı yerine “değişimin matematiğinin” temel araçları olarak limit ve türev konuları ele alındı. Ancak matematik derslerinde alan, hacim ve bunların çok boyutlu karşılıklarını hesaplamak için oldukça gerekli olan integral kavramının programdan çıkarılması, oldukça tepki toplamıştı. Birçok öğrenci ve öğretmen, “X” platformundan “İntegralsiz matematik mi olur?” diyerek bu duruma tepki göstermişti.
Eğitim Sen’in yayınladığı MEB’in yeni eğitim öğretim yılında uygulanacak haftalık ders çizelgelerinde önemli değişiklikler yaptığı vurgulanan açıklamada, “Bu değişikliklere göre, yabancı dillerle ilgili dersler kaldırılırken sanat ve sporla ilgili seçmeli dersler daraltılmış, ilkokul ve ortaokulda din derslerinin ders saati artırılmıştır.” denmişti. Bu bağlamda din derslerinin ortaokullarda haftada 4 saat, liselerde ise 3 saat görülmesi zorunlu hale geldi. Bu değişiklik, sanat, beden eğitimi ve seçmeli dil dersleri gibi ders saatlerinin kısaltılmasına sebep oldu. Hatta bazı Anadolu liselerinde görsel sanatlar dersi tamamen programdan çıkarıldı. Bu düzenlemeye halk büyük tepki gösterdi.
Yapılan olan değişikliklerin tamamı https://mufredat.meb.gov.tr/ sitesinde sunuluyor.
Comentarios